Sürdürülebilir moda bize uygun
Sürdürülebilirlik son yıllarda her alanda olduğu gibi moda sektöründe de ciddi bir tartışma konusu. Eko-moda ya da ekolojik moda olarak da adlandırılan sürdürülebilir moda üzerine düşünen ve bu alanda tasarımlarıyla dikkat çeken önemli isimlerden biri de Rabia Zargarpur. Modanisa.com’un öncülüğünde “Istanbul Modest Fashion Week (IMFW)” için, Türkiye’ye gelen Zargarpur, burada yeni koleksiyonunu da tanıttı. Bu koleksiyonunda da yine doğada çözünebilen kumaşlarla muhafazakar çizgiler taşıyan ürünlerini bir araya getiren Rabia Zargarpur sürdürülebilir modanın İslami açıdan da değerlendirilmesi gerektiğini vurguluyor. Dünyaca ünlü mocacıyla hem sürdürülebilirliği hem de kendi markası olan Rabia Z.’yi kurma hikâyesini konuştuk.
HİKÂYE VALENTİNO’DA BAŞLADI
Genç yaşlarında tasarım dünyasına giren Zargarpur, New York’da, moda okulundaki ilk senesinde, Valentino’da part-time olarak ısmarlama gelinlikler üzerine çalışmaya başlamış. “Moda dünyasındaki ilk deneyimim, ana akım moda sektöründe oldu” diyen Zargarpur 2001’de başörtüsü takmaya başlamış ve bu dönemde muhafazakar giyim tarzını benimsemiş kadınların ihtiyacını karşılayabilecek, modern bir hazır giyim markasının olmadığını fark etmiş. 11 Eylül saldırıların yaşandığı döneme denk gelen hayatının bu sürecini Rabia Zargarpur şu cümlelerle anlatıyor: “Profesyonel bir moda tasarımcısı ve moda tutkunu olarak, bu duruma çok şaşırmıştım. Böylece, yüksek kalitede, nefes alan kumaşlarla, hazır giyim iş elbiseleri, tunikler ve başörtüleri üretmeye başladım. İlk ürettiğim ürünler, o dönemde nefret suçlarının tavan yapması ve başörtüsü giyen kadınların yaşadıkları zorluklardan dolayı, hazır giyim türbanlardı.” İlk önce Müslüman kadınlar hakkındaki basmakalıp düşünceleri yıkarak kendisini güçlendirmek isteyen Zargarpur buradan hareketle 2002’nin başlarında muhafazar moda alanında faaliyet gösteren, dünyadaki ilk hazır giyim e- ticaret sitelerinden birini resmi olarak kurmuş.
EFORSUZ ŞIKLIK MÜMKÜN
O günden bu yana muhafazakar kadınlar için rahat ve pratik çözümler oluşturan Zargarpur, “Şahsen giymeyeceğim veya almayacağım bir ürünü, üretip satmam” diyor. Onun kriterlerinin en önemlisi ise ürünün sürdürülebilir bir yapıya sahip olması. Ünlü modacı bu anlamda kritelerini şu şekilde sıralıyor: “Ürünün marka DNA’mıza uyması, etnik kaynaklı olması, nefes alan ve/veya sürdürülebilir kumaşlardan üretilmesi, rahatlık, yüksek kalite, yüksek bir moda anlayışıyla pratik olması ve son olarak; imzam olan ‘eforsuz şıklık” anlayışına uyması.”
Sürdürülebilir modayı bunun İslami açıdan da değerlendirmek gerektiğine vurgu yapan Zargarpur,. “Bizim en önemli özelliğimiz olan sürdürebilirliği etik bir değer olarak görmemiz. Bu, bir marka olarak ahlaki tavırlarımızla yakından ilgili. İnsanlar günlük hayatlarında da buna inanır ve bunu uygularlarsa, sürdürebilirlik herkes için mümkün hale gelir” ifadelerini kullanıyor. Ünlü moda tasarımcısı Stella McCarty’nin de yüzde yüz sürdürülebilirliği sağlamanın kolay olmadığını söylediğini hatırlatan Rabia Z., “Markamız hayat bulduğundan bu yana sezon ürünlerine kıyasla çok daha uzun ömrü olan, nefes alan, saf ve doğal kumaşlarla üretilmiş tasarımlar üzerine çalışıyoruz. İsrafa neden olmayan; sürdürülebilir, geri dönüşüme uygun kumaşlar kullanıyoruz” diyor ve ekliyor: “Sürdürülebilirlik ciddiye aldığım bir sorumluluk. Eğer ben bir ürünün kötü olduğunu bilip giymiyorsam, o ürünleri müşterilerime de sunamam. Herkese etik ve sürdürülebilir modanın önemi hakkında okumlarını ve araştırmalarını öneriyorum, bu konuyu İslami açıdan da incelemeliyiz. Mükemmel olmayabiliriz fakat herkes ufak ufak bu konuya dikkat etmeye başlarsa, İnşallah, büyük bir etki yaratabiliriz. Sürdürülebilir moda, hem bir felsefe hem de giysilerin üretiminde kullanılan fonksiyonel bir yaklaşım. İnsanlığın geleceğini ve çevrenin korunmasını, kar etmekten daha önemli hale getiren bir sistem.”
GÖRMEK İSTEDİĞİM DEĞİŞİM YAŞANIYOR
Daha önce, bir çok uluslararası markada tasarımcı olarak çalışan Rabia Z. muhafazakar kadınlar için dünyanın ana akım markalar tarafından yapılan tasarımları da heyecanla karşılıyor: “Bu alanda bir öncü, profesyonel ve tüketici olarak, kendi adıma konuşmam gerekirse muhafazakar koleksiyonların ana akım markalar tarafından temsil edilmesi beni çok heyecanlandırıyor. Bizim marka olarak hedefimiz, muhafazakar modayı ana akım medyaya dahil etmekti. Şu anda kaydedilen ilerlemeden çok memnunum. Bu durum, etkin ve daha profesyonel markaların ana akım moda alanına girebilmesinin daha mümkün ve kolay olmasını sağlıyor.” Muhafazakar moda alanında daha fazla profesyonel, uluslararası markalara ihtiyacımız olduğuna vurgu yapan Rabia Z., “Özgün fikirlere, farklılık yaratacak otantik markalara; etik ve sürdürülebilir modaya daha çok odaklanmalıyız” diyor. Giderek büyüyen sektörün, ana akım moda ile yarışma potansiyelinin olduğunun da altını çizen modacı şunları söylüyor: “Muhafazakar moda alanında yeni nesil markalara yardımcı olmak ve geliştirmek benim için büyük bir tutku ve bu tutkumu online Muhafazakar Moda Akademisi ve Akıl Hocalığı programlarıyla gerçekleştiriyorum. Verdiğiniz emeğin karşılığında, programdan harika markaların çıkmasına sebep olmak çok tatmin edici bir duygu. Muhafazakar moda alanında, global ve sürdürülebilirliğe önem veren markalar görmeyi umuyoruz. Benim görmek istediğim değişim bu.”
Uygun fiyatli ve doğaya saygılı ürün mümkün
Son hazırladığı koleksiyona da değinen modacı, “Rabia Z X Modanisa - ‘Basics, Re-imagined’, koleksiyonunda sürdürülebilir ürünleri uygun fiyatlarla buluşturduk. Bunun mümkün olabileceğini kanıtlamış olduk” ifadelerini kullanıyor. “Sürdürülebilirliğin öneminin altını ne kadar çizsem az” diyen modacı, sektörün geleceğinin bu alanda yattığını, kendilerinin de bu alanda öncü ve yenilikçi olmaya devam edeceklerini belirtiyor. Rabia Z olarak, polyester benzeri kumaşlarla başörtüsü üretmediklerinin de altını çizen modacı, bu kumaşların kullanıcı adına sağlıklı olmadığını belirterek aynı zamanda doğada çözünememesin de büyük bir sorun olduğunu vurguluyor.