Bu kez sandığa saygı duyun
Memleket Partisi Genel Başkanı Muharrem İnce’nin bir kasetle Kılıçdaroğlu lehine tasfiye edilmesi, Türkiye’de vesayetçilerin sandığa hiç bitmeyen müdahalelerini akla getirdi. AK Parti’nin 2002 seçimi dahil her zaferi, kimi zaman CHP, kimi zaman Anayasa Mahkemesi, TSK’daki cuntacılar, terör örgütleri FETÖ ve PKK, ABD ile diğer Batı ülkeleri tarafından akamete uğratılmak istendi. Sandık sonuçları ve milletin iradesi meşru görülmedi, yok sayıldı.
2002’DE ASKER DEVREYE GİRDİ
Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde 2001 yılında kurulan AK Parti bir yıl sonraki 3 Kasım 2002 seçimlerini kazandı. Ancak o dönemde siyasete yön veren asker bu sonuçları kabul etmedi. Birkaç ay sonra Cumhuriyet Gazetesi’nin “Genç subaylar tedirgin” haberleri hükümete karşı darbe çalışmaları başladığının habercisiydi. 2003 ve 2004 yıllarında Kara Kuvvetleri, Hava Kuvvetleri, Deniz Kuvvetleri ve Jandarmada darbe planları hazırlandığı yıllar sonra ortaya çıktı. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, CHP ve askerleri destek verdiği Cumhuriyet mitingleri düzenlendi. 27 Nisan 2007’te tarihe e-muhtıra olarak geçen bir asker darbe girişimi oldu.
GALİBİYETLERİ HAZMEDİLEMEDİ
Bu dönemde Trabzon’da rahip Andrea Santoro 5 Şubat 2006 öldürüldü. 17 Mayıs 2006’da Danıştay 2. Dairesi’ne silahlı saldırı oldu ve Danıştay İkinci Daire üyesi Mustafa Yücel Özbilgin öldürüldü. Malatya’daki Zirve Kitabevi’ne 18 Nisan 2007’de yapılan baskında, biri Alman ikisi Türk üç Hristiyan misyoner, boğazları kesilerek öldürüldü. Gazeteci Hrant Dink’e Ocak 2007’de suikast düzenlendi. Bu saldırıların ve provokasyonlar AK Parti’nin galibiyetleri hazmedilemediği içindi. Ayrıca AK Partili bir cumhurbaşkanı seçilmesi de istenmiyordu.
2007’DE YÜKSEK YARGI VESAYETİ
AK Parti karşı bir hamleyle erken seçim kararı aldı ve milletin hakemliğine başvurdu. 22 Temmuz 2007’de sandıklardan çıkan yüzde 46,8’lik oy 2002’deki zaferi perçinledi. AK Parti, Abdullah Gül’ü de tüm vesayet odaklarına karşı durarak Cumhurbaşkanı seçtirmeyi başardı. Ancak bu kez yargı devreye sokuldu. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya, “Laikliğe aykırı fiillerin odağı haline geldiği” gerekçesiyle AK Parti’ye kapatma davası açtı. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan dahil 71 kişinin 5 yıl süre ile siyasetten uzaklaştırılması isteniyordu. Anayasa Mahkemesi, 14 Mart 2008’de sunulan iddianameyi 17 gün sonra kabul etti. AK Parti, 30 Temmuz 2008 tarihinde kapatılmaktan kıl payı kurtuldu. Anayasa Mahkemesi’nin 11 üyesinden 7’sinin “kabul” oyu vermesi gerekiyordu. 6 üye “kabul”, 5 üye “kapatılmasın” dedi. Ancak partiye verilen Hazine yardımı kesildi.
2011’DE FETÖ SAHNEYE ÇIKIYOR
12 Haziran 2011’deki seçimlerde AK Parti’nin yüzde 49,8 ile yine net bir zaferi vardı. TSK’daki darbeci damar ile yargının atakları savuşturulmuştu. Ancak yeni vesayet odağı ABD’nin kullandığı ve Türkiye’nin yeni derin devleti olmak isteyen FETÖ devreye girdi. FETÖ’nün hükümete açıktan saldırıları 7 Şubat 2012’deki MİT kumpasıyla başladı. FETÖ’cü savcılar MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın da aralarında bulunduğu MİT yöneticileri hakkında “açılım süreci”ni bahane ederek yakalama kararı çıkardı. Fidan ve diğer MİT yetkilileri, dönemin Başbakanı Erdoğan’ın yönlendirmesiyle soruşturmaya direndi ve FETÖ’nün bu hamlesi boşa çıktı. Mayıs 2013’te hükümeti sokak hareketleriyle yıkmak için FETÖ’nün de dahil olduğu Gezi olayları organize edildi. FETÖ 17/25 Aralık 2013’teki kumpasta ise yargıdaki adamlarıyla hükümet üyeleri ve Başbakanı Erdoğan’ı tutuklamak istedi.
PKK VE HDP’NİN KOBANİ TERÖRÜ
Bütün bu sokak ve yargı darbeleri yaşanırken ise AK Parti’ye milletin desteği tamdı. 2014’teki yerel seçimler kazanıldı. Erdoğan, 10 Ağustos 2014’teki seçimde yüzde 51,7 ile Cumhurbaşkanı seçildi. Aynı yılın 6-7 Ekim’inde PKK ve HDP, Kobani olaylarını başlattı. ABD’nin teşvikiyle Suriye’nin kuzeyinde bir terör koridoru kuruluyordu. Selahattin Demirtaş’ın çağrısıyla PKK ve HDP’liler birçok şehri savaş alanına çevirdi. Onlarca kişi hayatını kaybetti.
2015 ZAFERİNDEN SONRA 15 TEMMUZ DARBE GİRİŞİMİ OLDU
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve AK Parti 1 Kasım 2015’te yeni bir zafer yazdı. AK Parti’nin oy oranı yüzde 49,5 olmuştu. Vesayet odakları bu sandık sonucuna da razı olmadı. FETÖ’cüler, ABD ve diğer Batılı ülkelerin desteğiyle 15 Temmuz 2016’da kanlı bir darbe girişiminde bulundu. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın çağrısıyla sokaklara dökülen vatandaşlar, büyük bir destan yazarak darbeyi savuşturdu.
EKONOMİK SAVAŞ VE ‘ERKEN SEÇİM’ KAMPANYASI
Nisan 2017’deki referandumla Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi kabul edildi ve 24 Haziran 2018 seçiminde Erdoğan %52,6 ile yeni sistemin ilk Cumhurbaşkanı seçildi. Bu kez 15 Temmuz’daki darbe girişimini destekleyen ABD doğrudan devreye girdi. Washington seçimden sadece bir ay sonra Rahip Brunson’un tutukluluğunu bahane ederek Türkiye’ye karşı ekonomik savaş başlattı. Trump, “Türkiye’nin ekonomisini mahvedeceğim” diyerek bunu açıkça ilan etti. Türkiye o günden bu yana devam eden ekonomik saldırılarla karşı karşıya. CHP ve İYİ Parti ise 2019’daki yerel seçimlerden hemen sonra Cumhurbaşkanlığı seçimlerine 4 yıl varken, Erdoğan’ın meşruiyetini sorgulayarak “erken seçim” istedi. Türkiye yarın sandığa giderken Kılıçdaroğlu’nun yolunu açmak isteyen ABD ve FETÖ yine devrede.
SOKAK GÖSTERİLERİ Mİ OLACAK
Cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce, Kılıçdaroğlu lehine bir kaset operasyonuyla tasfiye edildi. ABD ve Avrupa medyası aylardır sandık sonuçlarını etkilemeye yönelik yayınlar yapıyor. Şimdi de kulislerde CHP’lilerin seçim gecesi sonuçların aleyhlerine olması durumunda, bunu tanımayacakları ve sokak gösterilerine başvuracakları iddia ediliyor.
Muharrem İnce'nin bu tavrı çok konuşulacak: Erdoğan ile görüştü Kılıçdaroğlu'nun telefonuna çıkmadı