DEDE KORKUT KİTABI
Resül aleyhi’s-selam zamanına yakın Bayat boyundan Korkud Ata derler bir er kopdı. Oğuz’un evvel kişi, tamam bilicisiydi. Ne derse, olurdı. Hak Ta’âlâ onun gönline ilham ederdi. Ğayıptan türlü haber söylerdi. Korkut Ata eyitti. Ahir zaman hanlık gerü Kayıya dege, kimsene ellerinden almaya, ahir zaman olup kıyamet kopınca, bu dedügi “Osman neslidür. İşte sarılıp gede yörür. Ve dahi nece buna benzer söz söyledi. Korkut Ata Oğuz kavminun müşkilini hall ederdi. Her ne iş olsa, Korkut Ata’ya danışmayınca işlemezlerdi. Her ne ki buyursa, kabul ederlerdi. Sözün tutup tamam aderlerdi.”
Prof. Dr Ahmet Bican Ercilasun’un işaret ettiği gibi, Bursa yazmasıyla Dresden yazması aynı dip yazmadan kopya edilmişse, Dede Korkut yazmasının Bursa kopyası eksizsiz bir Dede Korkut kitabıdır; üstelik harekeli olduğu için, Dresden yazmasının tercümesindeki hataların giderilmesini sağlayacak bir kaynak eserdir.
Destanlarımız, yazılı ve sazlı/sözlü olarak gelecek kuşaklara aktardığımız kültürel miraslarımızdır. Bizim çok köklü, çok zengin bir destan geleneğimiz vardır. O nedenle destanlarımız, bizim kültürel hafızalarımızdır.
Milyonu aşan beyit sayısıyla “Dünyanın en uzu destanı” sayılan Manas Destanı da bizim kültürel hazinemizin mücevherlerinden biridir. Kırgızlarda, Manas Destanı’ndan belli bir bölümü ezber olarak okuyamayan damat adaylarına kız verilmezdi.
En bilinen ve en sevilen destan örneklerimizden biri de Dede Korkut /Korkut Ata hikayeleridir . Tarihimizin ve kültürümüzün çeşitli renklerini kuşaktan kuşağa aktaran Dede Korkut hikayelerinin 4 yazılı kaynağı olduğu biliniyordu. Yakın bir geçmişte bunlara Bursa yazması da eklendi; şimdi elimizde 5 değişik Dede Korkut yazması var.
1) Vatikan yazması: 1950 yılında İtalyan Türkolog Ettora Rossi tarafından Vatikan Kütüphanesi’nde bulunduğu için, Dede Korkut’un bu yazması “Vatikan Yazması” olarak anılıyor. “Hikaye-i Oğuzname-i Kazan Beg ve Gayrı” başlıklı destan 102 sayfa.
2) Dresden Yazması: “Kitab-ı Dedem Korkud alâ Lisan-ı Taife-i Oguzan” başlığıı taşıyan bu Dede Korkut yazması 304 sayfadır. İlk olarak hangi tarihte kimin tarafından bulunduğu bilinmeyen bu yazma, 1831 yılında, Heinrich Friedrich tarafından Dresden Kütüphanesi kataloğona kaydedilmiş.
3) Ankara Yazması: Ankara’da, Türk Tarih Kurumu Kütüphanesi’nde bulunan yazmanın baş ve son tarafı eksik. 22 sayfalık bir kitapçık olan Ankara yazması, “Hikaye-i Korkud Ata” başlığını taşımaktadır.
4) Gümbed Yazması: Girişiriş bölümü olmayan bu Dede Korkut yazması, 12 Aralık 2018 tarihinde İranlı bir Türkmen tarafından Tahran’da bulunmuş ve Türk Dünyası’nda büyük heyecan uyandırmış, tıpkı basımları yayınlanmıştı. Bu yazma, şu anda Türkmensahra bölgesinde, Günbed şehrinde bulunduğundan, Günbed yazması olarak anılmaktadır.
5) Bursa Yazması: Dedem Korkut’un Bursa yazması 238 sayfa. Bursalı Antikacı İbrahim Koca, Fadıllı köyünün din görevlisi Mehmet Sait Coşar’ın kendisine verdiği yazmayı, 2018 yılında Muradiye Kur’an ve El Yazmaları Müzesi’ne bağışlamış.
Uzun süre müzede sergilenmesine rağmen, bu yazmanın benzersiz bir Dede Korkut yazması olduğu farkedilmemiş. Bu yazmanın bir Dede Korkut yazması olabileceğini düşünen bir kitap koleksiyoncusu olan Mehmet Yayla, konuyu Türk Edebiyatı Profesörü Ersen Ersoy’a bildirmiş.
Kitabı incleyen Prof. Ersoy, bunun yeni bir Dede Korkut yazması olduğu sosyal medyada paylaşınca büyük bir heyecan yaşanmış. Ersoy Hoca, 2022 Şubat ayında yazdığı bir makaleyle de konuyu bütün dünyaya duyurmuş.
İlk sayfası eksik olan yazmanın ikinci sayfanın ilk iki satırında da eksiklik var. Eksik kısımdan sonra ikinci sayfa şöyle başlıyor:
“Bir yigidüŋ kara dağ yumrusınca malı olsa yığar, derer, taleb eyler, nasîbinden artuğın yiyebilmez.”
BURSA KÜLTÜR A.Ş. DEDE KORKUT YAZMASININ TIPKIBASIMINI YAPTIRDI
Konyla yakından ilgilenen Bursa Belediye Başkanı Alinur Aktaş ve Bursa Kültür A.Ş. yönetimi, Bursa’nı Türk Dünyası Kültür aşkenti olduğu bir yılda bu benzersiz yazmanın tıpkı basımını yayınlamaya karar vermişler. Proje danışmanlığını Prof. Dr. Osman Fikri Sertkaya’nın yaptığı yazmanın tıpkıbasımının tanımı için güzel bir etkinlik yapılmış. Gazetedeki işlerimin yoğunluğu nedeniyle bu tanıtım toplantısına gidememiştim.
Benİm gibi, bu önemli etkinliğe katılamayan Prof. Dr. Ahmet Bican Ercilasun, bu değerli yazmanın tıpkıbasımını eline aldığında duyduğu mutluluğu şöyle anlatıyor:
“Avrasya Yazarlar Birliği Başkanı Yakup Ömeroğlu, geçen hafta bana da bir tıpkıbasım verdi. Kutsal bir kitap gibi yazmanın tıpkıbasımını okşadım ve günlerce gözümün önünden ayırmadım.”
Ercilasun Hocam, heyecanının ve mutluluğunun nedenini de şöyle özetliyor:
“Çünkü bu yazma, Dresden nüshasıyla aynı dip yazmadan kopya edilmiş. Onun gibi bir girişten ve 12 boydan oluşuyor. İlk boy tıpkıbasımın 8. sayfasında ‘Dirse Ḫan oğlı Boğaç Ḫan boyını beyân eydür’ başlığıyla, sonuncu boy tıpkıbasımın 229. sayfasında ‘Taş Oğuz İç Oğuza âsî olup Beyrek öldügi boyını beyân ider’ başlığıyla yer alıyor. Ancak bu yazma harekeli olduğu için Dresden’deki bazı okuma güçlüklerine yardımcı olacak gibi görünüyor.”
Dede Korkut yazmasının tıpkıbasım proje danışmanı olan Prof. Dr. Osman Fikri Sertkaya, kitabın tanıtım yazısında bu konuda şöyle diyor:
“Dede Korkut Kitabı’nın Bursa yazmasının 1a kapak sahifesi ile 1b metin sahifesi eksiktir. Dresden yazmasının 1b sahifesi ise şöyledir:
“Bi’ismi’llahi’r- rahmanir-rahim ve bihi nesta’in.
Resül aleyhi’s-selam zamanına yakın Bayat boyundan Korkud Ata derler bir er kopdı. Oğuz’un evvel kişi, tamam bilicisiydi. Ne derse, olurdı. Hak Ta’âlâ onun gönline ilham ederdi. Ğayıptan türlü haber söylerdi. Korkut Ata eyitti. Ahir zaman hanlık gerü Kayı’ya dege, kimsene ellerinden almaya, ahir zaman olup kıyamet kopınca, bu dedügi “Osman neslidür. İşte sarılıp gede yörür. Ve dahi nece buna benzer söz söyledi. Korkut Ata Oğuz kavminun müşkilini hall ederdi. Her ne iş olsa, Korkut Ata’ya danışmayınca işlemezlerdi. Her ne ki buyursa, kabul ederlerdi. Sözün tutup tamam aderlerdi.”
Prof. Dr Ahmet Bican Ercilasun’un işaret ettiği gibi, Bursa yazmasıyla Dresden yazması aynı dip yazmadan kopya edilmişse, Dede Korkut yazmasının Bursa kopyası eksizsiz bir Dede Korkut kitabıdır; üstelik harekeli olduğu için, Dresden yazmasının tercümesindeki hataların giderilmesini sağlayacak bir kaynak eserdir.
TEŞEKKÜR EDİYORUM
Sağolsun, Bursa Kültür A.Ş. Genel Müdürü Fethullah Bingöl’ün lutfedip gönderdiği Dede Korkut Bursa yazmasının tıpkıbasımını elime aldığımda, ben de Ercilasun Hocam gibi büyük bir mutluluk yaşamıştım; kendisine çok teşekkür ediyorum.
KORKUT ATAM ve BURSA YAZMASI
“Oğuzların Bayat boyundan Kara Koca’nın oğlu” olarak tanıdığımız Korkut Ata’mızın, destan geleneğinimizi sürdürerek, sazlı-sözlü anlattığı hikayeler, Oğuzların yaşam biçimlerine, örflerine, adetlerine, inançlarına, doğa ile ilişkilerine, beslenmelerine, giyimlerine ilişkin çok değerli bir kaynak eserdir.
Konularını bozkır yaşantımızın geleneklerinin oluşturduğu Dede Korkut hikayeleri, hem bilgi hem öğüt vermektedir. XV. Yüzyıl’ın ikinci yarısında, Kars- Erzurum yörelerinde hüküm süren Akkoyunlular döneminde yazıya döküldüğü anlaşılan Dede Korkut hikayeleri, eski destan geleneğimizin en önemli eseridir.
Uzun bir zaman diliminde ve çok geniş bir coğrafyada kuşaktan kuşağa aktarılmış olsa da, Dede Korkut hikayelerinin konularında ve kahramanlarında önemli değişiklikler görülmez.
Mitolojik ve folklorik motiflerin ustaca kullanıldığı Dede Korkut hikayelerinde, gereksiz edebi süslemelere ve abartılı anlatımlara rastlanmaz. Eksizsiz bir Dede Korkut kitabı olan Dresden yazmasıyla Bursa yazması aynı dip yazmadan kopya edildikleri için, ilk iki sayfası yıpranmış olan Bursa yazması Dede Korkut kitabı da, eksizsiz bir kaynak olarak elimizdedir. Üstelik Bursa yazması harekeli olduğu için, Dresden yazmasının tercümesindeki yanlışlıkların düzeltilmesini de sağlayabilecektir.
Çeşitli kütüphanelerimizdeki yazma eserler taranıp dijital ortama aktarıldığında, karşımıza yeni yeni Dede Korkut yazmaları çıkabilir. Özellikle genç araştırmacılarımızdan bu konuda müjdeler bekliyoruz.
Yazmanın ilk sayfası maalesef eksik. İkinci sayfanın ilk iki satırında da eksiklik var. Eksik kısımdan sonra ikinci sayfa şöyle başlıyor:
“Bir yigidüŋ kara dağ yumrusınca malı olsa yığar, derer, taleb eyler, nasîbinden artuğın yiyebilmez.”
Sonrası bütün Korkutseverlerin malumu. Çünkü bu yazma, Dresden nüshasıyla aynı dip yazmadan kopya edilmiş. Onun gibi bir girişten ve 12 boydan oluşuyor. İlk boy tıpkıbasımın 8. sayfasında ‘Dirse Ḫan oğlı Boğaç Ḫan boyını beyân eydür’ başlığıyla, sonuncu boy tıpkıbasımın 229. sayfasında ‘Taş Oğuz İç Oğuza âsî olup Beyrek öldügi boyını beyân ider’ başlığıyla yer alıyor. Ancak bu yazma harekeli olduğu için Dresden’deki bazı okuma güçlüklerine yardımcı olacak gibi görünüyor.