Cumhuriyetin örnek kadınları
Cumhuriyetin 100.yılında bizlere en güzel hediyeyi Avrupa ligi, Avrupa şampiyonluğu hediye eden ve son olarak da 2024 Paris Olimpiyatları vizesini alan Atatürk’ün kadınları verdi. Onlarla onur duyduk.
Bizde spor denilince aklımıza öncelikle futbol gelir. Bende gözümü futbolla açtım, biraz top koşturdum. İtiraf edeyim ki; diğer spor dallarıyla üstün körü ilgilendim. Geçmişte hakkında şarkı yazılan, bizleri hayran bırakan on iki dev adam çıkmıştı. O zaman basketbolla da ilgilenmeye başlamıştım. Ardından voleybolda başarılar kazanan kızlarımız çıktı. Bu kez voleybola ilgi duymaya başladım; kızlarımızın hiçbir maçını kaçırmadan televizyonda izlemeye başladım. Tokyo’dan yapılan yayınlarda her sabah 07’de ekran başındaydım.
Uluslar Ligi ve Avrupa Şampiyonu olan A.Milli Kadın Voleybol Takımımız şimdi Tokyo’nun ev sahipliğindeki 2024 Paris Olimpiyat Oyunları elemeleri için B grubunda Porto Riko’yu, Bulgaristan’ı, Japonya’yı, Belçika’yı 3-0; Peru’yu ve Arjantin’i 3-1 yenerek 2024 Paris Olimpiyatları vizesini aldılar. Bir kere daha onurlandık ve gurur duyduk.
Ulus olarak sporda böyle bir başarıyı özlemiştik. Bizlere bunları yaşatan Atatürk’ün kızları Ebrar, Zehra, Aslı, Vargas, Hande, Eda, Cansu, Derya, Gizem, Ayça, İlkin, Kübra, Elif, Ayça, Simge ve takımımızı çalıştıran İtalyan Giovanni Guidetti’ye ne kadar teşekkür etsek azdır.
Ne kadar çirkindir ki; kızlarımızın başarısı cumhuriyete karşı, kadını geri plana itmek için direnen bazı kendini bilmez cahil cühelanın işine gelmedi. Medyada Müslümanlık adına saçma sapan sözler söylediler Peygamberin yaptığı sporu yap. Güreş tut, ata bin ok at, denizde yüz. (Arabistan’da deniz varmış gibi) dediler. Sonra da çirkinliklerini sürdürdüler; Milletin önünde top oyna oranı buranı göster mi diyor?
Allah tüm bedenini ört diyor. Ayetler sabittir, karşı gelirsen kâfir olursunuz….
Daha bir yığın saçmalık ve çağdışı düşünceler…
Kadınlarımı milliyetçiliğin örneğini gösterdiler. Milli marşlar çalınırken bazıları gibi sap gibi durmadılar; hep bir ağızdan söylediler. Milletimiz için oynadık pirim bizim için önemli değil dediler.
Takımı başarısında büyük payı olan Ebrar Karakurt’a olmadık laflar söyleriler. Önemli maçlar öncesi morali bozulacak diye telaşlandık: alm o hiç aldırmadı ve sonunda “ Tarihi başarıya imza attık. Mustafa Kemal Atatürk’ün kızları olarak Türk kadınını gururla temsil ediyoruz” gurur duyuyoruz” dedi.
Ne gariptir ki; aynı günlerde Konya’da Diyanetin hafızlık sınavında başarılı olanlara törenle belgeleri verilirken yayınlanan fotoğraflarda kadınların yüzleri buzlandırılmış… Buna benzer bir olayı seçim öncesinde bir kadın milletvekili adayının fotoğrafı seçim otobüsünde karartılmıştı.
Bir değil iki değil; bu nasıl sapkınlıktır akıl almıyor. Kendilerine milliyetçi diyorlar; oysa onlar ümmetçi kullar olmalı…
Bazıları kızların bacaklarına takmış. Erkekler onlara bakarken nefislerine yenik düşerlermiş. Bu zavallılar ne kadar çok şeyden tahrik oluyorlar; kimi dondurmadan, kimi hıyardan kimi de su damacanasından…
Kısacası bu çağ dışı gelişmemiş yaratıkların din adına kışkırtıcı konuşmaları gerçekten ürkütücü… Bütün bunların altında psikolojik bir bozukluk veya cinsel açlık yatıyor; kadının kadın olduklarını, başarılı, kültürlü olmalarını kabul edemiyorlar. Belki de çevrelerindekilerle karşılaştırıp bunalıma düşüyorlar.
Filenin sultanlar ı bu çatlak sözlere attıkları plaselerle, smaçlarla, servislerle plaselerle tokat gibi yanıt verdiler. Onların verdikleri beyanatlara bakıyorum; çoğu kişiyi kıskandıracak şekilde mükemmel İngilizce konuşuyorlar. Hiç birinin tercümana ihtiyacı yok… Eğitimleri en üst düzeyde, her yönüyle kültürlü ve ahlaklı kızlar…
İyi ki varsınız, bizleri mutlu ettiniz sizlerle onur duyuyoruz.