SONBAHARIN ORTASINDA
![SONBAHARIN ORTASINDA](https://oncevatancomtr.teimg.com/oncevatan-com-tr/images/haberler/no_headline.jpg)
Mevsim gereği; soğuk algınlığı, grip, bronşit gibi üst solunum hastalıkları gibi birçok hastalık ile mücadele etmemiz gerekecek. Bu hastalıklara karşı ilk tedbir vücut direncimizi ve bağışıklık sistemimizi kuvvetlendirecek besin alınımına dikkat etmek olacaktır. Ayrıca, üşütmemek için kendimizi daha sıkı giyinmek zorunda hissedeceğiz. Bu nedenle bu sayıdaki yazımda bazı önemli püf noktalarını hatırlatmak istiyorum.
Bu mevsime yönelik olarak, Dünya Sağlık Örgütünün bizlere sunduğu tavsiyelere kulak asmamız menfaatimiz icabı olacaktır. Şöyle ki; Vücut direncinin düştüğü bu mevsimde antioksidan özelliğe sahip A, C,E vitaminleri, selenyum, çinko, magnezyum gibi minerallerin, omega yağ asitlerinin alımını artırmayı önermektedirler. Ancak önerilen besin maddelerinin doğal olması şartını da bizlere getirmektedir.
Balık, süt, yumurta, kayısı, ıspanak, havuç gibi besin kaynakları önemli oranda A vitamini içermekte olup, güçlü antioksidandır. Bu besinler vücudun savunma sisteminde görev almakta, vücudu olumsuz etkilerden korumaktadır. Ayrıca, C vitamini de antioksidan özelliğe sahiptir. Maydanoz, dereotu, yeşilbiber, tere, ıspanak, narenciyeler (nar, portakal, greyfurt, limon, mandalina vs.) kuşburnu C vitamini yönünden çok zengindir. Ceviz, fındık, kuru baklagiller, tahin gibi besinler ise E vitamini yönünden çok zengin olup, antioksidan özelliğe sahiptir. Ayrıca; balık, balıkyağı, omega yağ asitleri de vücudun bağışıklık sisteminde büyük öneme sahiptir.
Dünya Sağlık Örgütü ayrıca, bu aylarda fiziksel aktivitenin azalabileceğini göz önünde bulundurarak, bu mevsimde yapılacak egzersizlerin sağlık açısından önemine de değinmektedir. Başta tempolu yürüyüşler olmak üzere, yüzme, bisiklete binme, tenis, aerobik, jimnastik vs. gibi aktivitelerin günde en az yarım saat yapılması önerilmektedir. Tabii ki; sonbahar ayı, hüzün ayı. Psikolojik olarak insan vücudu yaprakların sararıp dökülmesinden etkilenebilmektedir. Bu hüznü, magnezyum ve potasyumdan zengin muz, C vitamini deposu taze sıkılmış portakal, greyfurt, mandalina suyu ve omega-3 yönünden zengin cevizi ara öğünlerimize katarak en aza indirebiliriz.
Yaz aylarında edindiğimiz su içme alışkanlığımızı, bu mevsimde de günde en az 10 bardak su içerek sürdürmek sağlığımız açısından çok önemlidir.
Bilim adamları günde 3 ana, 3 ara öğün şeklinde düzenlenen bir beslenme tarzını önermektedir. Sofralarımızın sebze, meyve, salata ve tahıl ürünleri yönünden zengin olması, posa açısından da zengin olmayı sağlamakta ve mevsimsel değişime bağlı oluşabilecek peklik (kabızlık) faktörünü de ortadan kaldırmaktadır. Bunun yanında besinin cinsi ve pişiriliş tarzı da çok önemlidir. Şöyle ki; besin alımında kızartma, cips, krema, kaymak, sakatat, pasta, hamur işleri vs. gibi sindirimi zor öğelere yer verilmemesi, daha ziyade buğulama, haşlama, ızgara yöntemlerinin uygulanması önerilmektedir.
Zararlı alışkanlıklara karşı 30 yılı aşkın bir süredir mücadele veren bir kişi olarak da; zararlı alışkanlıklarla iç içe yaşayan okurlarıma, zaten hassas olan başta solunum ve diğer organlarını daha fazla üzmemelerini ve bu mevsimde çok daha dikkatli olmalarının yararlı olacağını düşünüyorum. Her zaman söylediğim gibi, bu mevsimde de Allah’ın vermiş olduğu nimetlerden canınızın çektiği besin kaynaklarından aşırıya kaçmadan nefis köreltmek amacıyla küçük kaçamaklar yapıp, yiyebileceğinizi ama asla gam yememenizi, sağlıklı bir sonbahar mevsimi geçirmenizi diliyor, saygılar sunuyorum.